6 Haziran 2008 Cuma


İlk Türk ne zaman Müslüman oldu?


Türk milleti İslâm dini ile 9’uncu yüzyılın ilk çeyreğinde tanışmaya başladı ve Yılmaz Öztüna’nın ifadeleri ile 10’uncu yüzyıla kadar yavaş ve 10’uncu yüzyıldan sonra ise büyük bir hızla İslamiyet Türkler arasında yayıldı ve nihayet öyle bir hâl aldı ki, Haçlı dünyasında bir Hıristiyan İslâm dinine geçtiğinde ona, “Türk oldu!” denildi.
İslâm dini Hz. Muhammed aleyhisselâm tarafından milâdi 610 yılında tebliğe başlandığına göre Türklerin İslâm dini ile tanışması ve onu benimsemesi arasında neredeyse 350-400 yıl var demektir. Lâkin ilk Türk’ün İslâm’a girişi ile Peygamberimizin İslâm’ı tebliğ ettiği yıl, aynı, yani milâdi 610’dur. Evet, bir Türk İslâm’ın Mekke döneminde Hz. Muhammed’in dâvetine evet demiş ve azılı İslâm düşmanı Ebu Cehil’in çok ağır işkencelerine maruz kalmış ve nihayet yine o pis Ebu Cehil’in bağrına sapladığı mızrağı ile şehit olmuştur. Ve İslâm’ın ilk şehidi işte Bu Türk evlâdıdır. Allah (c.c.) katında şehitlerin durumunu bu dini az buçuk bilenler bilir ve Allah kendisi için İslâm kimliği ile ilk şehit olanın bir Türk evladı olmasını murat etmiştir. Siz siz olun gazilik ve şehitlik kavramları ile mücadele eden ve Türkler zorla Müslüman oldu yalanını yayan odak ve dudaklara aldanmayın ve sorun, “Türkler zorla Müslüman oldularsa, dünyaya hakim oldukları dönemde niye dinlerinden vazgeçmediler?”
Peki, kimdir Müslüman olan ilk Türk?
O, Sümeyye validemizdir.
Sümeyye’nin Türk olduğunu Türk olmayan ve ilmî otoritesi İslâm ve Batı dünyası tarafından saygı ile kabul edilen Prof. Dr. Muhammed Hamidullah’tır. Hamidullah’ın tarihi kaynaklardan çıkarttığına göre Taif’te, el Haris bin Kalede isimli tedavide usta çok ünlü bir doktor vardır. İran bölgesinden valiler bile tedavi için ona gelmektedirler. O yıllarda da İran bölgesi Türklerin yoğun olarak yaşadığı bir bölgedir ve Sümeyye validemiz Übülle Valisi’nin yanındadır ve o adı Pamuk’tur. Gün olur Übülle valisi Taif’teki meşhur doktora tedavi olur, memnun kalır ve Pamuk’u Haris bin Kalede’ye cariye olarak hediye eder, Taif’e gelen Pamuk’un ismi Sümeyye olur. Sümeyye birkaç defa evlenir, son evlendiği kişi Yemen Yasir’dir, Yasir’den oğlu Hz. Ammar doğar.
Yine İslâm’ın ilk yıllarını az buçuk bilenler Mekke’de kabile ve soy sop dayanışmasının ne kadar önemli olduğunu bilirler. İşte bu ırkçı ortamda Sümeyye Türk’tür, kolu kanadı yoktur. Kocası Yasir, Yemenli’dir, kolu kanadı yoktur. Öyle olduğu için bu aile Ebu Cehil gibilerin kolayca işkence edebileceği bir ailedir. Hz. Sümeyye’nin Türk olduğuna dair bilgileri Prof. Dr. Zeki Velidi Togan, Prof. Dr. Abdülkadir Karahan ve Prof. Dr. Zekeriya Kitapçı da naklederler.
Hz. Sümeyye İslâm’ı kabul ettiğinde artık çok yaşlı idi. Pis Ebu Cehil, “Sen Muhammed’e aşık oldun!” bile dedi. Ebu Cehil tarafından en şedit işkencelere tabi tutulan Türk kadını Sümeyye inancından bir adım geri atmadı.
İlk Müslüman Türk ve İslâm’ın ilk şehidi Hz. Sümeyye Ebu Cehil’in işkenceleri altında son nefesini verdiğinde, Allah’ın resulü Hz. Muhammet aleyhisselam şöyle demişti:
“- Küfrün işi bitti!”
Ey Türk evladı, ey Türk kadını..
Sen işte böyle “Küfrün işinin bitirilişinde” Allah’ın seçtiği bir kavimsin. Daha sonra gerçekten de tam 22 milyon kilometrekarede Küfrün işini bitiren millet senin milletin değil miydi? Yalnızca Osmanlı coğrafyasında değil, bugün Asya içlerine kadar küfrün işini adım adım bitiren ve o coğrafyaları İslamlaştırarak bugünkü Pakistan’ın bile temellerini atan senin ataların değil miydi?
Elhamdülillah, öyleydi..
Ve Fahr-i Kâinat Efendimiz, Şehit Türk evladı, ümmetinin yıldızı Hz. Sümeyye’yi o halde gördüğünde, “Küfrün işi bitti!” dedikten sonra eklememiş miydi:
“- İslam’ın zaferi kesinleşti!”
Diye..
İşte Türk anasının mayası ve işte ilk Müslüman olan Türk’ün ümmet ve milleti adına toprağa bir tohum gibi düşmesi..
Allah (c.c.) İstanbul’un Fethini de işte bu Hz. Sümeyye’nin nesline nasip etti. Ve Hz. Muhammed aleyhisselam neslinin devamına da bu milleti vesile kıldı.




(alıntıdır:Hasan DEMİR )

16 Temmuz 2007 Pazartesi


Üç aylar olarak bilinen Recep, Şaban, Ramazan ayları manevi yönden daha önemli ve hayırlıdır. Recep ayının ilk Cuma gecesi Regaip kandilidir. Yani bu gece ALLAH'ın rahmet ve bağışlamasının bol olduğu gecedir. Edilen dualar, tövbeler bu gece kabul olunur. Yürekler binbir nurla doludur. Kandiliniz kutlu olsun..

Türkler ve İslamiyet

İslamiyette Türklerle ilgili bazı (Hadis-i kutsi ve Hadis-i Şerifler) vardır. Buda bize Türk Milletinin nekadar değerli bir kavim olarak yaratılan, kendi halindeki bir (topluluk deyip geçmeden) değerli Irk yani Millet olduğumuzun kanıtıdır! Bunu bizlere Peygamberimiz Muhammet (S.A.V.) Efendimizde bildirmiştir. Hadislerinde açık beyanatları ile buyuruyor.

Açıklamalarımıza önce şöyle başlamak istiyorum:

Cenab-ı Allah Kur'an-ı Keriminde : ''Ey insanlar doğrusu biz sizleri bir erkekle bir dişiden yarattık sizi milletler ve kabileler haline koydukki birbirinizle kolayca tanışasınız, şüphesiz Allah katında değerliniz O'na karşı gelmekten en çok sakınanızdır. Allah bilendir, haberdardır.'' (Hucurat Suresi; Ayet:13)

Kur'anın açık ve sarih hükmü, bir erkek ve bir dişiden yaratılan insanın yine Cenab-ı Allah'ın hüküm ve iradesi ile milletlere ve kabilelere ayrıldığı kesin olarak ifade edilmektedir. Bu ayrımın Nuh Tufanı'ndan sonra gerçekleşmiş olduğu, II Adem olarak nitelendirilen Hz. Nuh'un, Ham, Sam, Yasef ismindeki üç oğlundan insan soyunun çoğaldığını ve Türkler'in atasının ise Yasef olduğundan bütün tarihçiler ittifak etmektedir.

MUCİZE-İ KUR'AN

Cenab-ı Allah Kur'an-ı Keriminde şöyle buyuruyor: ''Ey iman edenler! içinizden kim dininden dönerse Allah mü'minlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı onurlu ve zorlu, kendisinden olanları seveceği bir kavim getirirki onlar Allah yolunda savaşırlar ve hiçbir kınayanın kınamasından, dedikodusundan çekinmezler; bu Allah Lutf-u inayetidirki onu kime dilerse ona verir. Allah ihsanı bol olan ve çok bilendir.'' (Maide Suresi; Ayet:54)

XVII. Asrın büyük Türk Alimlerinden Merhum Vani Mehmet Efendi, Beyazıt Kütüphanesinde 67 numarada kayıtlı Ara'is'ül Kur-an isimli tefsirinde bu Ayette Arablar'ın yerine getireceğinden bahsedilen kavmi şöyle tesbit ediyor: ''Allah'u Teala'nın Avn-ü İnayetiyle Hüsn-i Tevfikine istinaden biz derizki bu kavm Arab kavmine Mugayyenet-i Tamme ile mugayir bulunan Türk kavmidir.''

Yine Vani Mehmet Efendi, Peygamberimizin Arabları Türkler aleyhine hareket etmekten yani: ''Türk'ler size ilişmedikçe sizde onlara ilişmeyiniz'' Hadis-i Şerifinde delil olarak zikretmektedir. (İ.Hami Danişmend . Türklük Meseleleri, s.91-92)

Kaşgarlı Mahmut; Divan-ı Lügat-it Türk adlı (1333 İstanbul basımlı) kıymetli eserinde; Buhara ve Nişabur Hadis İmamlarından şu Hadis-i Kutsi'yi rivayet ediyor: ''Ulu ve Aziz Allah buyuruyorki; ''Benim Tük ismini verdiğim ve Maşrık'ta iskan ettiğim bir takım askerlerim vardırki herhangibir kavme karşı gazaba gelecek olursam O Türk Askerlerimi işte o kavmin üstüne saldırtırım'' (Cilt:1. Sayfa:294)

Yine Kaşgarlı Mahmut, aynı eserinde 3. sayfasında şu Hadis-i Şerifi naklediyor: ''Türk dilini öğreniniz, çünkü Türklerin çok uzun sürecek bir hakimiyetleri vardır.''

Bursa'lı İsmail Hakkı Efendi'nin Hadis-i Erbain (Kırk Hadis 33. sayfasında) isimli eserinde naklettiği Hadis-i Şerife göre; ''Adem Cennet'e Lisan-ı Türk-i ile (Kalk) demekle kıyam edip çıkmıştır. Zira dünyada ahir tasarruf Türk'ündür.''

*** *** ***

Bizler kendimizi iyi tanıyalım atalarımız ve M. Kemal Atatürk liderimiz boşunamı; ben ırkımı severim gerekirse onlar için canımı seve seve veririm. Demiştir. Bizi öyle bir yaptılarki eğitim ve okullarımızda batı hayranlığı ve baskısı ile ve hatta (T.V ve Sinemalarda, Müzikte, Tiyatroda vb.) AB ve ABD kültürü altında bizi bizden soğutup neslimizi ne Türk ve nede Batı soyundan edip soğutup bıraktılar sanki; Oktay Sinanoğlu'nunda (Hedef Türkiye adlı kitabında 40. sayfasında) ''Türkiyeli Lafı'' başlıklı bölümünde yazdığı gibi;'' Türkiyeli'' lafını Türk dememek için kullanıyordu içerde birileri biliyorsunuz; efendim, bir türlü Türk diyemiyor; kendisi basbayağı Türk; başka dilde bilmiyor; herşeyiyle Türk; bırak soyunu sopunu, kültürüyle Türk. Adam tutmuş yazıyor ''Türkiyeli'' ''Türk demek olmaz; Irkçılık'' ondan sonra kalkıyor orda başkaları için bir sürü edebiyat yapıyor; Türk'ten gayrı kimden bahsetse Irkçılık olmuyor.'' İşte bizleri nasıl yaptılar sanki hallaç pamuğu gibi savıp savurdular. Lütfen kendimize gelelim ve atalarımızında dediği gibi ''Ey Türk Titre ve Kendine Dön!) diyelim ve birazda kendimizi bilelim ve tanıyalım ki, gelecek neslimizi bu esaret zinciri halkasından çıkaralım ve asil bir Türk Kanı taşıdıklarını bilsinler ve özgürce kimseye boyun eğmeden yaşayabilsinler.



(alıntıdır)

Bir Ayet, Bir Hadis

10 Temmuz 2007 Salı

Esma-ül hüsna